İZMİR VE ÜLKENİN HEYKEL TARTIŞMAYA DEĞİL GERÇEK SORUNLARINI ÇÖZMEYE İHTİYACI VAR BEYLER!
ERHAN GÜLENÇ YAZDI...
İzmir, dün Türkiye’nin gündemine “Futbolcu Merih Demiral’ın heykelinin dikilmesi” tartışmasıyla geldi. Polemiğe Ankara’dan, İstanbul’dan milletvekilleri, gazeteciler de girdi. CHP Genel Merkezi ayağa kalktı.
Açıkçası bu tartışma, kentinin ve ülkesinin temel sorunlarının çözümünü bekleyen bir İzmirli olarak bizi kahretti.
Türk halkı, başta gıda olmak üzere temel ihtiyaç malzemelerinde her gün artan fiyatların altında ezilirken ve İzmir’in en temel sorunları çözülememişken biz hala heykel tartışmamalıydık, İzmir olarak böylesine kısır bir tartışma ile ülke gündeme gelmemeliydik.
İŞARETE DEĞİL TARTIŞMANIN BÜYÜTÜLMESİNE KARŞIYIZ
Yanlış anlaşılmasın…
Merih Demiral’ın Avrupa Futbol Şampiyonası’nda attığı golden sonra yaptığı Bozkurt işaretine karşı değiliz. Tabii ki, bu her yerde Türklüğün en önemli sembollerinden biridir. Nitekim Ulu Önder Atatürk bile yabancı yazarlar tarafından “Bozkurt” isimli kitaplarla anlatılmıştır. Bu işaret nedeniyle milli futbolcumuza UEFA tarafından ceza verilmesi de hakikaten kabul edilecek bir konu değildi.
Ayrıca, burada söz konusu önergeyi Büyükşehir Belediye Meclisi gündemine getiren MHP Grup Başkanvekili Bahadır Altınkeser’e de bir söz söylemiyoruz. Türk milliyetçisi bir siyasi görüşe sahip olan MHP, Bozkurt işaretini kurulduğundan bu yana sahipleniyor… Artık MHP ve Ülkü Ocakları mensuplarının sembolü olmuş bir işaret bu.
O yüzden MHP’nin böyle bir konuyu meclis gündemine getirmesi kendi siyaseti açısından doğru bir adımdı. Nitekim MHP bu hamle ile etkili bir siyaset yapmış oldu.
Bizim itirazımız onlara değil, bu konunun böyle büyütülmesine, İzmir’in böyle kısır bir tartışma ile Türkiye gündemine getirilmesine… Anlı şanlı milletvekillerinin kentin ve ülkenin gerçek sorunlarını çözmek için değil bu konuda polemik yapmasına.
YANLIŞ HABERLER NEDEN OLDU
Maalesef bizi bu duruma, MHP’nin önergesinin Meclis içi prosedür gereği ilgili komisyonlara sevk edilmesinin kararlaştırılmasını yanlış haberleştirenler düşürdü. Böylesine basit bir prosedürün yerine getirilmesini sanki Meclis’ten nihai karar çıkmış ve kente gerçekten Merih Demiral’ın heykeli dikilecekmiş şeklinde haberleştirdiler. Sosyal medya da hiçbir şeyi sorgulamadığı gibi bu yanlış haberleri de sorgulamadı ve üzerine atladı. Konu bir anda Türkiye gündemine oturdu.
“ÇOCUĞA SORSANIZ O BİLE SÖYLER”
Oysa CHP’nin yerel yönetimlerde iktidar olduğu İzmir’de, belediyenin böyle bir heykeli İzmir’e dikmeyeceği, siyaseti çok uzaktan takip edenlerin bile bileceği bir gerçekti. Nitekim bu heykelin dikilip dikilmeyeceği konusunda en etkili konumda bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da bu gerçeği “Sokaktaki çocuğa sorsanız, böyle bir şeyin olmayacağını söyler. Böyle bir konunun ciddiye alınması bile tuhaf” sözleriyle dile getirdi ve gereksiz tartışmaya noktayı koydu.
Yani olmayacak bir iş için dün İzmir’de hatta Türkiye’de nefes tüketildi.
EĞİTİM, İŞSİZLİK, PAHALILIK
Sevgili okurlar…
İzmir’in Türkiye’nin öyle can yakan sorunları var ki, bizim heykel dikmekten çok onları tartışmamız gerekiyor. En basitinden size bir örnek verelim. Dün bir veli toplantısına katıldık. Orada bu yılki Liselere Giriş Sistemi (LGS) sınavında sadece Bornova’da 94 öğrencinin puanının hiçbir liseye girmeye yetmediğini ve bu öğrencilerin açıkta kaldığı aktarıldı. 12 yıllık eğitime göre bu çocuklar, liseyi bitirmek zorunda oldukları için şimdi kendilerini kabul edecek okul arıyorlarmış. Bornova’da 94 öğrenci böyle ise, 30 ilçeli İzmir’de en iyimser hesapla en az 1000 tane böyle öğrenci var demektir. Yani eğitim sistemimiz can çekişiyor.
EMEKÇİLER İŞLERİNDEN EDİLDİ
Yine Karşıyaka, Kemalpaşa ve Çiğli Belediyeleri’nde yüzlerce emekçi işinden, ekmeğinden edildi. Biz heykel dikmeyi değil, bu insanlarımızın derdine nasıl çare olacağımızı tartışalım.
Öte yandan dün yine işsizlik rakamlarının yükseldiği açıklandı. Milletvekillerimiz heykelden önce ekonomideki bu yangını nasıl söndüreceğimizi, bu konuda neler yapmamız gerektiğini tartışsın.
O yüzden biz İzmir’de heykel dikmeyi değil daha yakıcı sorunları nasıl çözeceğimizi konuşmamız gerekiyor.
Yoksa, bu kısır tartışmalarla bir arpa boyu bile yol alamayız.